MEDYALAB - 1. SAYI

F i l m l e r ve Ço c u k l a r Aslında, bu soruların her biri (ve bu so- rulara ek onlarca soru sormak da mümkündür), çocukların anlayışlarının/algılarının nasıl yapı- landırıldığını/şekillendirildiğini tanımlar ve yanı sıra (çocukların) filmlerle ilgili seçimlerini nasıl oluşturdukları hakkında fikirler verir. Bu sorular ve tasvirler, göz önüne alındığında, özellikle fantezi ve macera hikâyelerini ele alan filmler, sinema ve çocukların hayal gücü arasın- daki ilişkiyi daha iyi açıklamamıza yardımcı olur. Oysa yanılsama, sinemanın temelindedir ve sine- ma, görünür ve görünmez arasında arabuluculuk- ta bir ikon görevi görmektedir. Sinema, simülasyon olarak görseller de önerdiği için, özgür göstergeler sunarak gerçeğin ve katı- lımın anlamlarının dönüşümünü sağlar. Sinema, görüntünün üstünlüğüyle ile çalışır. Keşfedilecek bu hayali evrende sinema; analiz, yorum ve olası diğer görüntülerin üretimini kendi içerisinde ba- rındırır. Filmler, görüntülerinin maddeselliğine dayalı olarak, gerçek dünya ve hayal gücü arasın- da birer arabuluculuk görevi üstlenirler Hayal gücü ile madde arasında önemli bir ilişki vardır: bir yandan, onun aracılığıyla ona bi- çim verir. Düşünce akışında imgeler oluşturur ve değiştirir, ötesine geçer ve yeni bir gerçeklik inşa eder/oluşturur. Hayali akışta, ekranda birbirini takip eden görüntülere bakıldığında, boşluk alan- ları, hayal etmemizi sağlayan diğer görüntüleri oluşturan boşluklar ile karşılaşılır. Bu noktada, yapabileceğimiz şey bu boşlukta, bu öznel alanda algıya verileni yeniden inşa etmektir.. Etik, estetik, bilişsel, psikolojik boyutların- dan sinema kurumu (araç olarak filmler), sosyal ve kültürel koşullar aracılığıyla eğitime sağladığı katkı ve sinemanın eleştirel bir araç ve araçsallaş- tırma işlevi görmesi durumunu tartışıyor. Bu açı- dan sinema hem bir araç hem de pedagojik eylem nesnesi olarak yapılandırılabilir. Son olarak bu metin sinemayı sanat, endüstri, dil, iletişim aracı ve hayal gücünü zenginleştirmenin ve hayali bes- lemenin bir aracı olarak görülebilir. Film ve izleyiciler (çocuklar) arasındaki bu sosyal diyalogda bir potansiyel olduğunu söy- leyebiliriz. Eğitimsel arabuluculuk, bu diyaloğu, bu deneyimden ortaya çıkanlara dayalı anlamların inşası ile yeniden üretir. Bu perspektifte duyarlılık ve anlayış arasında bir ara çalışma ile filmler ile bakmanın, üretmenin başka yollarını harekete ge- çirebilir. Bu açıdan bakıldığında çocukların, me- taforları formüle etmeleri, sorgulamaları, tanım- lamaları ve tanımaları sağlanabilir. Bu metnin, bu noktada, sinema okuryazarlığı perspektifine daya- nan bir çalışma olduğuna inanıyorum MEDYALAB KAS IM 2020 23

RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5