MEDYALAB - 2. SAYI
Ki nt s ug i Fe l s e f e s i Reklamlardaki kadınlar ile reklamı yapılan ürünü özdeşleş- tiren izleyiciler için güzellik, iyi ürünü / hizmeti, işlevselliği, kali- teyi, tercih edilebilirliği sembolize eder hale gelmiştir. Görüşülen tüm katılımcılar güzelliğin etkili bir özellik olduğunu düşünmek- tedirler, beden imajı da hepsinin irdelediği bir konudur. Kadınlar ideal güzellik kriterlerini çeşitli mecralardan takip etmekte ve kendilerini sürekli güzel olarak lanse edilenlerle karşılaştırmak- tadırlarKonu ile ilgili yapılabilecek bir diğer çalışma da katılım- cıların açıklamalarında sürekli vurguladıkları, sosyal medyada güzellik konusudur çünkü katılımcılara göre güzellik algısı gele- neksel medya ile eş zamanlı olarak sosyal medyadan da beslen- mektedir. Yararlanılan Kaynaklar Baudrillard, J. (2018) Tüketim Toplumu, Söylenceleri / Yapıları. İstan- bul: Ayrıntı Yayınları. Betz, D.E., Sabik,N.J., RamseY, L.R. (2019) Ideal comparisons: Body ideals harm women’s body image through social comparison. Body Image, Volume 29, ss. 100-109. Bjerke, R., Polegato, R. (2006) HowWell Do Advertising Images of Health and Beauty Travel Across Cultures? A Self-Concept Perspecti- ve. Psychology & Marketing, Vol. 23(10): ss. 865–884. Bower, A.B., Landreth, S. (2013) Is Beauty Best? Highly Versus Nor- mally Attractive Models in Advertising. Journal of Advertising, 30:1, ss. 1-12. Burnette, C.B., Kwitowski, M.A., Mazzeo, S.E. (2017) “I don’t need people to tell me I’m pretty on social media:” A qualitative study of social media and body image in early adolescent girls. Body Image, Volume 23, ss. 114-125. Cheviron, T.N. (2013) Televizyon ve İçimizdeki Şiddet. İstanbul: Kır- mızı. Eco, U. (2006) Güzelliğin Tarihi. İstanbul: Doğan Kitap. (Ed.) Yakın M. (2019) Reklamı okumak, reklamı anlamak. İstanbul: Urzeni Yayınları. Fardouly, J. Vartanian, L.R. (2016) Social Media and Body Image Concerns: Current Research and Future Directions, Current Opinion in Psychology, ss. 1-5. F iske, J., (1987) Active Audiences, and Pleasure and Play Television Culture. London & NY: Methuen. Gattario, K.H., Frisén, A. (2019). From negative to positive body ima- ge: Men’s and women’s journeys from early adolescence to emerging adulthood. Body Image, Volume 28, ss. 53-65. Grogan, S. (2016). Body Image: Understanding Body Dissatisfaction in Men, Women, and Children. Taylor & Francis. Hall, S., (1993) Encoding/Decoding. In S. During (Ed.), The Cultural Studies Reader. London and NY: Routledge. Jung, J. (2018) Young Women’s Perceptions of Traditional and Con- temporary Female Beauty Ideals in China. Family and Consumer Sciences Research Journal, Vol. 47, No. 1., ss. 56-72. Kumar, S. (2018) A Critical Analysis of the Select Advertisements with Reference to Beauty Stereotype. Ars Artium: An International Peer Reviewed-cum-Refereed Research. Journal of Humanities and Social Sciences, Vol. 6, ss. 59-65. Livingstone, S. (2003) The changing nature of audiences : from the mass audience to the interactive media user. LSE Research Online. Marengo, D., Longobardi, C., Fabris, M. A., Settanni, M. (2018) Hi- ghly-visual social media and internalizing symptoms in adolescence: The mediating role of body image concerns, Computers in Human Behavior, Volume 82, ss. 63-69. Millard, J. (2009) Performing Beauty: Dove’s “Real Beauty” Campa- ign. Symbolic Interaction, Vol. 32, Issue 2, ss. 146–168. Mills, J.S., Musto, S., Williams, L., Tiggemann, M. (2018) “Selfie” harm: Effects on mood and body image in young women. Body Ima- ge, Volume 27, ss. 86-92. Mutlu, E. (1998). Televizyon ve Toplum. Ankara: TRT Yayınları. Nagar, I., & Virk, R. (2017). The Struggle Between the Real and Ideal: Impact of Acute Media Exposure on Body Image of Young Indian Women. SAGE Rocha, E. (2013). The Woman in Pieces: Advertising and the Const- ruction of Feminine Identity. SAGE, ss. 1-12. Schirmer, N. A., Schwaiger, M., Taylor, C. R., & Costello, J. P. (2018). Consumer Response to Disclosures in Digitally Retouched Advertise- ments. Journal of Public Policy & Marketing, 37(1), ss. 131–141. Spyropoulou, G. A. (2018) Can cosmetics advertisements be indica- tors of different perception of beauty amongst countries? MedDocs eBooks Published Online. Stern, Barbara B. (1990) ,”Beauty and Joy in Metaphorical Adverti- sing: the Poetic Dimension”, in NA - Advances in Consumer Research Volume 17, eds. Marvin E. Goldberg, Gerald Gorn, and Richard W. Pollay, Provo, UT : Association for Consumer Research, ss. 71-77. Trampe, D., Stapel, D., Siero,F., Mulder, H. (2010) Beauty as a Tool:T- he Effect of Model Attractiveness, Product Relevance, and Elaborati- on Likelihood on Advertising Effectiveness. Psychology & Marketing, Vol.27(12): ss. 1101–1121. Xu, X. (2019). Is “Beautiful Female Something” Symbolic Capital or Symbolic Violence? That Is a Question. SAGE Open. MEDYA KADINA ŞİDDETİ NORMALLEŞTİRİYOR MU? Me dy a Kad ı na Ş i dd e t i Norma l l e ş t i r i yor mu ? Her geçen gün kadına yönelik şiddet artarken medya, bu cinayetleri magazinleştirerek normalleştiriyor. Diğer taraftan halk, toplumsal şiddetin pasif bir izleyicisi ve uygulayıcısı konumuna dönüştürülüyor. Ana haber bültenlerinin şiddet haberlerini sunma biçimlerine bakıldığında, etik nerede sorusu akıllara geliyor. Bu yazıda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sorgulamak, ana haber bül- tenlerindeki sorunları analiz etmek ve idealize ettiğim dünyamı size anlatmak istiyorum. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP), Kasım 2020 Raporuna göre 29 kadın erkekler tarafından öldü- rüldü, 10 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi, 15 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi. Biz bu kadınları televizyonda gördük, hayat hikayelerini dramatik bir anlatımla izledik ve onlar için ağladık. Peki ya sonra? Emine Bulut, Şule Çet, Ceren Özdemir gibi sembol isimler dışında öldürülen kadınların kaçını hatırlıyoruz? Bu bir hiç uğruna öldü- rülme sorunu neden kaynaklanıyor? Burada medyanın etkisi ne ve 82 milyonun izlediği ana haber bültenlerinin payı var mı? Bu yazımda yukarıdaki soruların cevaplarını, bu meselelere kafa yoran bir genç kadın olarak bulmaya çalışacağım. Kadına yönelik şiddet kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan, cinsiyet eşitliğinin sağlanamamasından kaynakla- nan, kadınların insan haklarını ihlal eden eylemlerdir. Mor Çatı Derneği’ne göre bu şiddetin ardında, erkeklerin toplumun her alanında görülen egemenlikleri ve kadın ile erkek arasındaki eşitsizlikler yatar. Erkeklerin kadınlara şiddet uygula- masının nedeni: güç göstermek, öfke boşaltmak, kadınları kontrol etmek ya da cezalandırmaktır. Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekono- mik, dijital şiddet biçimlerinin tümü bu amaca yöneliktir. Şiddete maruz kalmak, kadının korku, çaresizlik ve güvensizlik içinde yaşamasına neden olur. Mor Çatı Derneği’nin tanımının yanı sıra, Aile Dayanışma Vakfı’nın yaptığı araştırma da oldukça çarpıcı. Aile Dayanışma Vakfı yaptığı araştırmasında, şiddete uğrayan kadınların yüzde 58’inin yalnızca kocalarından, nişanlılarından, erkek arkadaşlarından ve erkek kardeşlerinden değil, kadın ak- rabalar da dahil olmak üzere kocalarının ailesinden de aile içi şiddete maruz kaldıklarını belirtiyor. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu ile Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın ortaklaşa yaptığı bir araştırma ise kadınların yüzde 45.8’i balayı döneminin sonunda, yüzde 1.3’ü ilk çocuklarına hamileliklerinde ve yüzde 9.9’u da doğumdan sonra şiddete maruz kaldıklarını söylüyor. Bunun yanı sıra şiddet gördüğünü söyleyen kadınların yüzde 35.2’si en az 4 yıl ve daha fazla zamandır şiddete maruz kaldıklarını belirtiyor. Kadın şiddeti ulusal değil evrenseldir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi, kişi başına düşen gelirin yüksek olup olmaması bu du- rumu etkilemiyor gibi görünüyor. Bununla birlikte, uluslararası kuruluşlar da kadına yönelik şiddetin tırmanış gösterdiğini vurgu- luyor. Ülkemizde de bu durum farksız. Türkiye, toplumsal cinsiyet ilişkileri açısından ataerkil bir yapı sergiliyor ve bu toplumsal yapı kadınların aleyhine işliyor. Türkiye’nin hemen her yerinde her yaş, meslek ve statüden erkek her yaş, meslek ve statüden kadına yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet uyguluyor. Türkiye’de ve dünyada kadına karşı şiddetti besleyen nedenler ne olabilir peki? Biliyoruz ki, feminist hareketler kadınların kamusal ve özel alanda hak elde etmelerinde çok önemli yerde duruyorlar. Ancak bu hareketler yeterli mi? Örneğin, İkinci Dalga Feminizm ile ortaya çıkan ve umut vadeden kız kardeşlik terimi ataerkinin dayattığı eşitsizlik ve ötekileştirici yaklaşımla kadınlar arasında hayali sınıf ayrımları yaratarak bir kadını diğer kadının karşısına koydu. Namuslu namussuz kadın veya çalışan çalışmayan kadın arasındaki zıtlaşmalar günümüzde de erkeklerin kadınları erdem- leri, yaşları ve güzellikleri ile kıyaslayarak birbirlerine rakip hale getirerek onları etkisizleştirmesiyle açıklanabilir. REYTİNG Mİ ETİK Mİ? Medya farkındalık yaratır, insanları motive eder, kamuoyu baskısı oluşturur ve çeşitli politik ve kültürel etkiler yaratır. Med- yanın gündem belirleme, kitleleri etkileme ve yönlendirme gü- cünün büyüklüğü düşünüldüğünde her gün haberleştirilen kadın cinayetleri ve kadına şiddet haberlerinin televizyonda ne şekilde sunulduğu büyük önem teşkil ediyor. Medya, kadına yönelik şiddet konusunda problemli bir tutum sergiliyor. Bu çoğu zaman daha fazla tıklanma alabilmek veya daha fazla izlenmek uğruna yapılıyor. Kişisel gözlemlerimle şu acı gerçeği söyleyebilirim ki kadın gazeteciler, editörler reyting uğruna kadın şiddetlerinde cinsiyetçi haberlere imza atabiliyorlar. Peki bu haberler toplumu nasıl etkiliyor? Gazetecilik ve haber alanında akademisyen Doçent Doktor Ayşe İnal’ın deyişiyle, suç olgusu bir yandan okuyucu ve izleyici- nin yaşamlarından uzaklaştırılırken diğer yandan daha vahim bir şekilde suç ya da şiddet başkalarının yaşamlarına ait bir seyirlik anlatıya dönüşüyor. Haber üreticilerinin yanı sıra okuyucu/izle- yici de toplumsal şiddetin pasif bir izleyicisi ve hatta uygulayıcısı konumuna dönüştürülüyor. Bu durumu, tam olarak Diyarbakır’da öldürülen Mutlu Kaya olayında şahit olduk. Halk medyadan aldığı bilgiler doğrultusunda bu cinayete gereken tepkiyi veremedi, ka- dın cinayetinde yine özne gizlendi ve ne yazık ki suç sözde özne- nin üzerine kaldı. İSÜ MEDYA MERKEZİ ÖĞRENCİSİ MELİSSA FEZA KATLAR r 34 MEDYALAB ARAL IK 2 02 0 3 5 MEDYALAB ARAL IK 202 0
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5