MEDYALAB - 3. SAYI

1 6 17 17 16 2010 yılı sonrası TRT Dizilerinde Din Adamı Temsili: İbnül Arabi, Tapduk Emre, Galip Efendi veYusuf Hemadani D inve toplum insanlığın ilk tarihinden beri etkileşim içerisindedir. ‘’Öyle ki, ne kadar eskiye gidilirse gidilsin, insanın var olduğu her yerde her- hangi bir dine mensup olmayan insanlara rastlanmakla birlikte, dini olmayan bir toplum ise bugüne kadar görülmemiştir” (Malinowski, 1990:7). Aile, ekonomi ve siyaset gibi bütün toplumsal yapılar- da dinin etkilerine rastlamak müm- kündür. Toplumlar dinin her yönünü aynı yaşamamışlardır. Dinin birbirinden farklı şekilleri toplumlar üzerinde gözlenmiştir. Ortak yön ise, dinin topluluk şekillerinde görülüyor olmasıdır. Dinin temel amacı, bireyi iyiye ve doğruya yöneltmek, emirlerinin toplumun barışına ve huzu- ra yardımcı olmasını sağlamak, toplum- da şefkat, sevgi ve merhametin yayıl- masını ve bu sayede hem bireyin hem de toplumun daha huzurlu olmasını sağlam- aktır. Din, ‘’yol, inanç, kulluk, töre ve bağ’’ anlamına gelmektedir. Her toplumunun dini davranışları farklı olmuştur. Ancak dinlerin amacı doğrultusunda hepsinin ortak birer paydası vardır. Edward Sapir, ‘’Din; insanın günlük hayatının anlaşılmaz ve tehlikelerle dolu ortamı içinde, gönül huzuruna götürecek yolu bulmak üzere giriştiği, bitip tükenmeyen bir çabadır.” demiştir (Edward Sapir, 1928:72). Türk sineması doğup gelişmeye başladığından bu yana, din adamı stere- otiplerinde önemli değişiklikler olmuş- tur. Türk sinemasında din adamı profill- eri, özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen modernleşme politikası ile beyaz perdede kendilerine yer bulamamıştır. 1922 – 1960 yılları arası dinde yapılmak istenen reform hareketleri (Ezanın Ara- pça okunmasının yasaklanması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, Kuran-ı Kerim’in Türkçeleştirilmesi) ile ortaya çıkan profill- erle, Türk sinemasındaki din adamı tiple- meleri isyancı, cahil, hurafeci, batıl inanç sahibi olarak sunulmuştur. 1920-1960 yılları arasında Türk sinemasında din ad- amı stereotipi dışlanmış din adamı olarak görülür iken, 1960-2000 yılları arasında kısıtlanmış profillere dönüşmüştür. Çok partili sistemden sonra değişen siyasi iktidar ile Türk sinemasında din adamları ‘’üç kağıtçı, muskacı, büyücü, tüccar’’ gibi tiplemelerde kendisine yer bulmuştur. Bu dönemde din adamları şehrin dışın- da, köy ve köylü eksenli olarak yan kar- akter olarak görülmektedir. 2000 sonrası Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı ile Türk sinemasında din adamı stereo- tipi değişmiş, daha çok olumlanan pro- filler olarak sunuldukları görülmüştür. Bu süreçle birlikte 2010 yılı sonrası Türk dizileri bu sunumdan etkilenmiş Türk dizilerindeki din adamı stereotiplerinde belirli değişmeler görüşmüştür. 2010 yılı sonrası Türk dizilerinde din adam- ları karşımıza daha çok karşımıza ‘’akil, bilge, yol gösterici ve rehber’’ olarak çık- mıştır. Türk dizilerinde, Joseph Campbell tarafından kavramsallaştırılan kahra- manın yolculuğunda önemli rol alan din adamları, daha çok dönemsel dizilerde kendilerinde yer bulmuştur. Bu incelemede eleştirel söylem analizi kullanılarak 2010 yılı son- rası TRT’de yayınlanan Diriliş Ertuğrul (2014), Yunus Emre (2015), Uyanış Büyük Selçuklu (2020), Payitaht Abdül- hamit (2017) dizileri incelenecektir. Aynı dönem içerisinde farklı yönetmenlerin yönettiği bu diziler ‘’kamera kullanımı, dekor, renk, söylem’’ açılarından değer- lendirilecektir. İnceleyeceğimiz Türk dizilerinde yer alan dönemsel tarihi dizilerde din adamları özellikle ‘’şeyh’’ karakterleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Literatür bakımından şeyh, tarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış olan kimse anlamına gelmektedir. Tarikat ise sözlükte ‘’gidilecek yol, izlenecek usul, hal ve gidiş’’ anlamına gelmektedir. “Al- lah’a ulaşmak isteyenlere mahsus âdet, hal ve davranış” demektir (et-Taʿrîfât, “eṭ- Ṭarîḳa” md.; Kâşânî, s. 349). İçerikleri in- celerken bahsedeceğimiz kavramlar şun- lardır; Stüdyo Prodüksiyon Sorumlusu Enes Aluç Mürşid: Salike Hak yolunda rehberlik ya- pan kimse veli, eren, pir Mürid: Tasavvuf yolunu tutmaya veya tarikata girmeye karar veren yahut bir şeyhe bağlı bulunan kişi Süluk: Talibin bir mürşidin gözetiminde yaptığı manevi yolculuk Zikir: Bir şeyi anmak, hatırlamak Post: Şeyhin oturduğu post mensup bu- lunduğu tarikatın pîrinin makamıdır ve şeyh posta oturmakla tarikat pîrini tem- sil eder (TDV İslam Ansiklopedisi). İslam dünyasında en yaygın olarak bilinen tarikatlar; Kadirriye, Nakşibendi- ye ,Mevleviyye, Bayramiyye ve Zeyniyye tarikatlarıdır. Her tarikatta belirli zikir usulleri vardır. Kadirriye yolunda toplu- ca halka şeklinde def eşliğinde açık zikir yapılırken, Nakşibendiye tarikatında gizli zikir esas alınmıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5