MEDYALAB - 3. SAYI

1 8 19 19 18 Diriliş Ertuğrul (2014): Endülüslü İbnül Arabi 2014 yapımı olan Türk Televizyon dizisi Diriliş Ertuğrul dört sezon boyun- ca TRT’de yayınlanmıştır. Yayınlandığı zaman aralığında reytinglerde de birinci olmayı başarmıştır. Kayı boyunun ve Os- manlı devletinin kurucusu olarak görülen Osman Bey’in babası olan Ertuğrul Ga- zi’nin yaşamını anlatan dizi ayrıca küçük bir oba olan kayı obasının da devlet olma yolundaki adımlarını anlatmıştır. Dizi 2015 ve 2016 yılında en iyi dizi ödülünü de almıştır. Dizide ana kahramanımız olan Ertuğrul Gazi obası için türlü mac- eralara girmektedir. Bu maceralarda yer alırken en önemli yol göstericisi de dizide din adamı olarak karşımıza çıkan Endülüslü İbnül Arabi’dir. Endülüslü İb- nül Arabi, Endülüs’ten yola çıkararak An- adolu’ya kadar gelmiştir. ‘’ Bir garip gezginim ben, güneşin bat- tığı ülkelerden çıkıp güneşin doğacağı ülkeyi arayanım ben’’ (Diriliş Ertuğrul,5.bölüm İb- nül Arabi ve Üstadı Azam Sahnesi). Endülüslü İbnül Arabi’ye dizide “pirim ve şeyhim” olarak hitap edilmek- tedir. Beyaz sakallı, tok sesli, az konuşan, konuştuğunda hikmetli sözler söyley- en, herkes tarafından saygı duyulan bir karakter olarak karşımıza çıkmaktadır. İbnül Arabi’nin söylemleri daha çok had- islerden, kısaslardan, öğütlerden ve Ku- ran-ı Kerimde bulunan ayetlerden oluş- maktadır. ‘’Sen gayretinde sabit kadem olduk- tan sonra, Allah senin yardımcını da senin yardım edeceğin er kişileri de mutlaka karşı- na çıkaracaktır (Endülüslü İbnül Arabi)’’. Tasavvufta yer alan müridin süluk yolculuğu, kahramanın yolculuğuyla benzer özellikler içermektedir. Mürit yolculuğunda zorlu aşamalardan ve sınavlardan geçmektedir, bu sınavları geçerken de mürşidinin manevi gücüne de ihtiyaç duymaktadır. Ertuğrul da tüm bu yolculukta müridiyle beraber mane- vi bir yolculuk içerisindedir. Dizinin 2. bölümünde Ertuğrul Halep sarayında zehirlenir, zar zor kendisini yatağa atar. Nefes almakta güçlük çeker ve rüya görür. Rüyasında kendisini ateşlerin old- uğu bir kuyuda bulur. Kuyudan çıkmak ister ancak çıkamaz. O sırada Halep’ten bir casus Ertuğrul’un odasına doğru yaklaşır, dergâhta müritleriyle birlikte zikir yapan İbnül Arabi ise rabıtayla Er- tuğrul’un zor durumda olduğunu görür. Ertuğrul kuyudan çıkmaya çalışırken İb- nül Arabi’nin ‘’Uyan evladım’’ sözünü du- yar ve uyanır. Ertuğrul kendisini öldürm- eye gelenleri öldürür ve kurtulur. Dizide İbnül Arabi’yi mekân olarak; medresede, dergâhta kütüphanede, obada ve nehir kıyılarında görmekteyiz. Kendisi ayrıca yıldızların mevkileri hakkında kitap yaz- mış, felsefe ilimlerine hâkim bir bilge karakter olarak karşımıza çıkar. Kostüm olarak ise şeyhin; kumaş beyaz bir el- bise, uzun hırka, bez ayakkabı, beyaz veya kahverengi bir sarık kullanılır. İbnül Arabi’nin sahnelerinde kamera daha çok alt açılardadır. Zikir sahnelerinde kam- era hareketlidir, halka şeklinde zikri ya- pan müritlerin hareket noktalarına göre hareket etmektedir. Halka halinde olan müritler birbirlerine yaklaşırken kamera tepe noktasından 360 derece dönerek müritlere doğru yaklaşmaktadır. Zikri yönlendiren şeyhtir. Zikrin temposunu o belirler. Zikrin temposu bazen def ale- tinin ritmi ile bazen de müritlerin ‘’Hay’’ sesleriyle desteklenmiştir. Kamera bu değişim noktalarda şeyhi yakın plan göstermektedir. Genellikle renk olarak sarı tonları seçilmiştir. Şeyhin olduğu sahnelerde özellikle iç aydınlatmada camlardan ve mumlardan yararlanılmış genellikle loş bir aydınlatma yapılmıştır. Dergâhta bulunan sahnelerde dergâhın kubbelerinden ışık düşürülmüş, böyle- likle sahneye kubbede bulunan şekiller de yansımıştır. Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu (2015): Tapduk Emre 2015 yapımı olan Türk Televizyon dizisi Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu iki sezon boyunca TRT’de yayınlanmıştır. 1268’de Anadolu’yu Moğolların istila et- mesiyle birlikte, Yunus, Nallıhan’a kadı olarak atanmıştır. Kadı olarak atanan Yunus ilkin kibirli bir kadı olsa da zam- anla Tapduk Emre’nin ilminden etkile- nerek kadılığı bırakarak dervişlik yolu- na girmiştir. Yunusun dervişlik yolunda yardımcısı, mürşidi Tapduk Emre’dir. Tap- duk Emre ihtiyar bir adamdır. Herkesten tarafından sevilir ve saygı duyulur. Şe- hirden uzak bir dergâhı vardır. Mür- itleriyle aynı dergâhta yaşamaktadır. Şehirdeki halk onun etrafında birleşir ve sohbetlerinde bulunurlar. Şeyh soh- betlerinde kısaslardan, öğütlerden, men- kıbelerden ve Kur’an-ı Kerimde bulunan ayetlerden bahsederek sohbet vermek- tedir. ‘’Yol bu, yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan yoktur. Yolu sorar isen, yol tektir. O da Hakk’a doğrudur. İşte, o sebepten tek bir yaratılmış yoktur ki, Hakk yolunda olma- ya. (Tapduk Emre)’’. Sohbet ve zikirlerinde şeyh post- ta oturur ve yüzü müritlerine dönüktür. Dizide Tapduk Emre’ye (pirim ve şeyhim) olarak seslenilmektedir. Tapduk Emre, Yunus’u hem zahiri hemdemanevi olarak terbiye etmektedir. Ona çeşitli vazifeler verir, bu vazifelerde de Yunus’un yardım- cısı yine hocası Tapduk Emre’dir. Tapduk Emre hem dünya işleriyle uğraşan halk- tan biri hem de müritlerini süluk yolun- da terbiye eden manevi bir lider olarak karşımıza çıkmaktadır. Tasavvuf düşünc- esinde dervişin belirli sınavlardan geçmesi beklenilmektedir. Bunu da derviş nefsini yenerek başarabilmektedir. Tasavvufta nefsin mertebeleri vardır, derviş bu merte- beleri geçerek insanı kâmil olabilmektedir. Nefsi emmâre, levvâme, mülhime, mut- mainne, raziye, marziyye ve kâmile olarak yedi mertebede ele alınmıştır. Yunus bir gün dergâhta kendi odasında zikir yapark- en rüya görür. Rüyasında dergâhta zikir halindedir. Etrafına bakar etraftaki kişil- erin hepsi kendisidir, ancak kendisi zikir çekerken diğerleri uyumaktadır. Uyanır dışarıda Şeyhini görür. Şeyhine rüyasını anlatır. Tapduk Emre ‘’Gel bakalım evlat, hele varıp uyandıralım uyuyanları’’ dey- ip Yunus’u dergâhın mescidine götürür. Uyuyanlar gene oradadır. Yunus şaşırır. Rüyada değildir. Tapduk Emre kendisine nefsin mertebelerini ve tasavvuf yolunu anlatır. Tapduk Emre, Yunusu nefsi lev- vâme makamına geçirir. Uyuyanlar artık uyanmış ve zikretmeye devam etmişlerdir. Dizide mekân kullanımında Tapduk Emre’nin sahneleri genel olarak dergâh, Nallıhan meydanı, zindan ve dergâha gid- en yollarda geçmektedir. Kostüm olarak ise şeyhin İbnül Arabi karakterindeki gibi; kumaş bir elbise, uzun hırka, bez ayakka- bı, beyaz veya siyah bir sarık ve baston kullandığını da görmekteyiz. Tapduk Em- re’nin zikir sahneleri Diriliş Ertuğrul’dan biraz farklıdır. Şeyhin zikirlerinde şeyh postta oturur, müritlerde halka şeklinde dizleri değecek şekilde yaklaşırlar. Zikir ayakta değil oturarak yapılır. Ortak özellik olarak ise zikirlerde genel olarak kasidel- er Hz. Peygamber’e söylenmekte ve zikir esnasında def kullanılmaktadır. ‘’Ya Rasulallah şefaat eyle, halim pek yaman; Mücrimim biçarenim muhtacınım ben her zaman; Cürmü isyanım büyük dolar zemini asuman Hab-ı gafletten uy- andır Ya Rasulallah aman; Ya Rasulallah ! Eğer sen gelmeseydin âleme Güller açmaz bülbül ötmez meçhul esma deme Varlığın manası olmaz gark olurdu mateme Bi”se- tin tekvana şandır Ya Rasulallah; Medet Ya Rasulallah’’ (zikir sahnesinde def eşliğinde söylenmektedir). Aydınlatmada benzer şekilde cam- lardan mumlardan ve odayı ısıtan yanan odunların ışığından yararlanılmıştır. Sarı ve mavi tonları tercih edilmiş, döneme ait de- korlar kullanılmıştır. Kamera hareketli kul- lanılmış özellikle zikir sahnelerinde ritmin arttığı noktalarda veya zikrin başlangıç nok- talarında tepe açı kullanılmış zikir halkası- na doğru kamera hareketli hala gelmiştir. Şeyhin müritleriyle sohbetlerinde genellikle şeyh alt açı olacak şekilde çekilmiştir. Payitaht Abdülhamit (2017): Galip Efendi 2017 yapımı olan Türk Televizyon dizisi Payitaht Abdülhamid, TRT’de 5.se- zonuna girmektedir. TRT’de yayınlanan dizi 34. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in saltanatının son 13 yılında (1896-1909) yılları arasında yaşanan olayları konu almaktadır. Her ne kadar Sultan Abdülh- amid dizide halife olarak karşımıza çıksa da, tasavvuf terbiyesine önem vermekte- dir. Sürekli olarak zor zamanlarında, fikir danışabileceği, ayrıca zikirlerinde yer ala- bileceği kişi olarak Galip Efendiyi görme- ktedir. Sultan Abdülhamid, Galip Efendiyi dergâhında ziyaret ettiği sahnelerde Galip Efendinin önünde diz büküp oturmaktadır. Galip Efendi posttun üzerinde durur ve Sultan’a zor zamanlarında öğütler ver- mektedir. Sultan yükünün ağır olduğunu sultanlıktan çekilmek dahi istediğini söyle- mektedir. Sultanın bu sözleri üzerine Galip Efendi ‘’Doğrul Sultan Abdülhamid doğrul! Allah bizimledir. Doğrul, yükünü sırtlan ve doğrul, Tabyasında nöbet tutan asker sizi bekler. Yetim çocuklar sizi bekler. Sütü kesilmiş analar sizi bekler. Doğrul Abdül- hamid doğrul! Yakacak odunu olmayan fakir fukara sizi bekler.’’ demiştir. Bu sözler üzerine Sultan’ın üzüntüsü sona ermiş görevine dönmüştür. Galip Efendi halk ve devlet otoritesi tarafından sevilen ve saygı duyulan birisidir. Çoğu devlette görev yapan insanlar onun dergâhında tasavvuf terbiyesi almışlardır. Galip Efendi Sultana ‘’ Sultanım ‘’ diye seslenirken, Sultan Ab- dülhamid de Galip Efendiye ‘’Ey dost’’ diye hitap etmektedir. Galip Efendi zikirler de genellikle ortada durur ve zikri yönlendirir. Galip Efendi müritleriyle beraber halka halinde hareket ederek açık zikir yapmak- tadır. Zikir halkası birbirine yaklaştıkça zikir sesleri, kasidenin sesi ve def aletinin ritmi artmaktadır. Galip efendinin sahneleri genellikle dergâhta bazen de Sultanın huzurun- dadır. Galip Efendi kostüm olarak kumaş beyaz bir elbise, uzun kahverengi hırka, siyah ayakkabı, kahverengi bir sarık ve baston kullandığını görmekteyiz. Tasav- vuf kaynaklarında Hz. Peygamber’in Ehl-i beyt’ini abası altına alması, şair Kâ‘b b. Züheyr’e hırkasını vermesi, Kur’an’da Yûsuf sûresinde Hz. Yûsuf’un gömleğin- den bahsedilmesi, hırka giymenin tasav- vuf âdâbı içinde yer almasına delil olarak zikredilir. Resûl-i Ekrem’in, hırkasının Veysel Karanî’ye verilmesini vasiyet ettiği yaygın bir inançtır (Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, 17. cilt, 373). Galip Efendi’nin sahnelerinde aydınlatma olarak sarı ve mavi tonları tercih edilirken, ko- stümde kahverengi tonları kullanılmıştır. Galip Efendi’nin zikir sahnelerinde döne- min şartlarına uygun aydınlatma yapılmak istenmiş , bu yüzden aydınlatmada mum- medya ve din

RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5