MEDYALAB - 3. SAYI

4 4 45 45 44 Dr. Öğretim Üyesi Nilüfer Ercan İstinye Üniversitesi Psikoloji Bölümü İnsan Psikolojisi, Din ve Medya: Nilüfer Ercan ile Bir Söyleşi Psikoloji her alanda karşımıza çıkabilmektedir. Medya ve din konusunu psikoloji açısından da in- celemek istedik ve sosyal psikoloji alanında çalışmalar yapan Dr. öğre- tim üyesi Nilüfer Ercan ile bir röpor- taj gerçekleştirdik. Medya, din ve psikoloji arasındaki ilişki üzerine yaptığımız bu keyifli ve bilgilendiri- ci röportajı dilerseniz birlikte okuy- alım. Merhaba,MedyaLabokuyuc- uları için bizlere kendinizden bah- sedebilir misiniz? Merhaba, ben Nilüfer Er- can. İstinye Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde Dr. öğretim üyesiyim. Sosyal psikoloji alanında lisansüstü çalışmalarıma başladığım ODTÜ’de araştırma görevlisi olarak akadem- isyenliğe ilk adımımı attım. Yaklaşık 12 yıldır, toplumsal cinsiyet, kadına yönelik şiddet, din psikolojisi, so- syal temsiller, benlik psikolojisi ve medya psikolojisi gibi alt konularda araştırmalar yapıyorum ve 5 yıldır yine bu konuları da kapsayan der- sler veriyorum. Çalışmalarınıza baktığımızda medya psikolojisi alanında çalışma- lar yaptığınızı görüyoruz, bizlere medya psikolojisinden bahsede bil- ir misiniz? Tabii. Medya psikolojisi, so- syal psikoloji alt alanından beslen- en fakat son yıllarda APA, BPS gibi (Amerikan Psikologlar Derneği, İn- giliz Psikologlar Derneği) kurum- ların psikolojinin ayrı bir alt alanı olarak tanımladığı bir kategoridir. İletişim bilimleri, sosyoloji gibi alan- larla da kesiştiği yerler olduğu için inter-disipliner çalışmalara açık bir içeriğe sahiptir. Seyircilerin/ kul- lanıcıların maruz kaldığı / etkileşim- de olduğu medya ortamlarının psikolojik süreçlerle ilişkisini inceler. Seyirci- kullanıcı ayrımı ve maruz kalmak/ etkileşim ayrımı bu alan- da çok önemlidir. Hem kuramsal yaklaşımlar arasında hem de me- dya türleri arasında bu ayrımlar açısından çeşitlilik vardır. Örneğin kimi kuramlar seyirciyi yalnızca bir içeriğe maruz kalan ve ondan etkile- nen pasif bireyler olarak ele alırk- en (örn. Radyo programı dinlemek ve içeriğini duymak), kimi kuram- lar ise onları aktif, ihtiyaçlarına göre, isteklerine göre seçim ya- pan bireyler olarak tanımlar (örn. Radyo programları arasından seçim yaparak açmak ve dinlem- eye devam etmek). Bu tanımlarda- ki süreçlerin kökenleri, sonuçları medya psikolojisi alanının araştır- ma konularıdır. Örneğin, “Radyo- da şiddet içerikli şarkı sözler- ine maruz kalmanın saldırgan davranışlarla ilişkisi var mıdır?”; “Hangi kişilik tiplerine sahip bi- reyler şiddet içerikli şarkı sözleri olan şarkıları daha çok dinlemeyi tercih eder?”; “Uzun televizyon seyretme süreleri ya da uzun süre Instagram ekran süreleri beden al- gısını olumsuz yönde etkiler mi?”; “Medya bağımlılığı nasıl tanım- lanır, nasıl etkenlerden ötürü or- taya çıkar, kimler daha yatkındır, nasıl azalır?”; “Sosyal ağlarda şid- det nasıl ortaya çıkıyor?”; “Kimler hangi motivasyonla siber-zorbalık yapabilir?”; “kimler siber zorbalık mağduru olma riski taşıyor?”; “İnsanların sosyal ağları kullan- ma sebepleri neler olabilir?”; “İn- sanlar neden sosyal ağlarda bu kadar uzun süre vakit geçirirler? Neden herkes aynı şekilde vak- it geçirmez?.” gibi sorular medya psikolojisi kuramları ve yöntemleri ile bilimsel olarak çalışılan soru- lardan bazılarıdır. Psikoloji ve din arasında- ki bağlantıyı nasıl yorumlarsınız? Bir ilahi olana inanma dürtüsüyle insan psikolojisi arasında nasıl bir bağlantı kurabiliriz? İnanmanın röportaj Medya Merkezi Öğrencileri Gizem Çınar & Furkan Tunçel insan psikolojisindeki yeri ve fonksiyonu nedir? Din hem kültürün bir parçası olarak, hem maneviyat deneyimiyle insan hayatında büyük yer tutar. Dolayısıyla dinin psikolojik süreçlerle ilişkisinin hem psikologlarca hem ilahiyatçılarca bu kadar kapsamlı ve uzun süredir inceleniyor olması şaşırtıcı değil. İnanma motivasyonunun kaynağı hem duygusal hem bilişsel hem de davranışsal yönlerimizde saklıdır. Din, ve inanç hem duygusal olarak insana güven, sevgi, kontrol, huzur gibi duygular deneyimleme potan- siyeli sunar. Bilişsel olarak içinde bulunduğumuz dünyayı, kendimizi ve diğerlerini tanımak ve anlamak için ortak bilgi ve çerçeve sağlar. Davranışsal olarak da bireysel ve toplumsal düzeyde düzen ve kon- trolle yakından ilişkilidir. Psikoloji ve dini yaklaşımı insan doğasıyla nasıl ilişkilendirir- siniz? İ nsan doğası tabirini kul- lanırken dikkatli olmak isterim. Aslında özcü ve indirgemeci bir yaklaşımla bir insan doğası old- uğunu düşünmüyorum. Fakat toplumsalyanımızlaşekillenen, bizi duygu, düşünce ve davranışlara iten yatkınlıklarımız var diyebili- riz. Evrimsel olarak hayatta kal- ma, adaptasyon ve türü devam ettirme anahtar kelimelerinden yola çıkarsak, insan olarak reper- tuvarımızdaki her duygu, düşünce ve davranış işleve sahiptir. Bin- lerce yıl sonra bile bizi hayatta tutmuştur ve hala yelpazemizde yer alır. Bunlardan pek çoğunu din ile birlikte ele alabiliriz. Kendinin R Ö P O R T A J R Ö P O R T A J

RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5