MEDYALAB - 3. SAYI
6 7 7 6 etmeyi başardığı için film güçlü bir tartışma başlatıyor. Tartışmaya sadece izleyi- cinin değil, gazetecilerin, akademisyenlerin, yazarların dahil olması, dizinin uzun zaman tartışmanın odağında kalmasını sağlıyor 1 . Dizi aslında, “biz-öteki” karşıtlığı üzeri- ne kurulubilindik bir öykü anlatıyor. Zengin-fa- kir, köylü-kentli, geleneksel-modern karşıtlığı- nı konu edinen pek çok dizi ve film var. “Bir Başkadır”ı farklı kılan özelliği ise bilindik kar- şıtlıkları “dindar-seküler” karşıtlığı üzerinden anlatmasıdır. Bu karşıtlığın oluşturduğu poli- tik gerginlik kahramanların kendi içlerindeki ve birbirleriyle olan ilişkilerindeki mücadele- de somutlaşır: Başörtülü Meryem’in içsel yol- culuğu Psikolog Peri’yi kendisini sorgulamaya; Psikolog Gülbin’in ailesiyle ve Kürt kimliğiyle hesaplaşması politik bir gerginliğe; Hoca Ali Sadi’nin kendisiyle ve kızıyla mücadelesi yeni bir hayata; Yasin ve Ruhiye’nin geçmişle yüz- leşmesi arınmaya dönüşür. Dizi öyküsünün ana eksenini oluştu- ran din ve dindarlık, sinema ve televizyondaki bilindik şablonların dışında ele alınır. Din ve dindarlığa ilişkin yaygın olumsuz temsiller 2 yerini daha gerçekçi bir temsile bırakır dizide. Cami merkezli bir toplumsal yaşam ortamı içinde, cami hocası Ali Sadi’nin manevi reh- berliği önem kazanır. Hoca Ali Sadi anlayışlı, hoşgörülü ve mütevazı bir bilge rehber olarak çıkar karşımıza. Genç hoca Hilmi de benzer özellikler taşır ancak bilgeliğini dini bilgiyle birlikte Batı düşüncesiyle de güçlendirmiştir. Düşünen, okuyan, araştıran bir entelektüel- dir. Her ikisi de dindarlığın kazandırdığı bir iç dengeye sahiptir. Ancak Hoca Ali Sadi karısı Mesude’yi kaybederek, genç hoca Hilmi ise Meryem’e âşık olarak sarsılır. Onlar sarsılır- ken, izleyici de iki hocayı insani boyutlarıyla tanır. Dizide kendini ve ötekini sorgulamak bütün karakterlerin ortak özelliğidir. İzleyici olarak kimi zaman Meryem’le, kimi zaman Peri ya da Gülbin’le, kimi zaman da Yasin ya da Ali Sadi’yle özdeşleşiriz. Onların arayışına, he- saplaşmasına ve yolculuğuna biz de katılırız. Filmin bir başka karakteri olan Hilmi’nin genç İslamcı entelektüel birikiminde önemli bir yeri olan Jung’dan yaptığı alıntılar, yönetme- nin bilinçli bir müdahalesini yansıtmaktadır. 4 Diziyle ilgili olarak 12 Kasım-30 Kasım 2020 tarihleri arasında yayımlanan yazılardan bir kısmı: Tayfun Atay, “Bir Başkadır Benim Memleketim”, Gazete Pencere, Pencere Pazar, 15 Kasım 2020. Hüseyin Tapınç, Ethos, Gazete Pencere, 19 Kasım 2020 Perihan Mağden, “Bu dizide tahammül edemediğim iki mesele var arkadaş…”, T24, 17 Kasım 2020. Sevilay Çelenk, “Bir Başkadır Karşısında Tereddüt İmkanımız ”, Duvar, 19 Kasım 2020. Nazan Özcan, “Bir Başkadır” Ne Kadar Başka?, Bianet, 21 Kasım 2020. Anıl Özgüç, “Baştan Sona Bir Türk Dizisi İzleyeceğimi Düşünmüyorsunuz Herhalde!”, Gazete Pencere, Pencere Pazar, 23 Kasım 2020. Bülent Vardar, “Gecikmiş Bir Çığlık: Bir Başkadır”, 23 Ka- sım 2020, Gazete Pencere, Pencere Pazar, 23 Kasım 2020. 5 Din adamlarının sinemamızda temsili ko- nusunda bakınız: Koray Sevindi, Yeşilçam’da Eril Kötülüğün Tipolojik Temsili: Kötü Erkek Tipleri, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 2015. Psikologlar üzerinden işleyen Freud- yen yaklaşımların yerini, genç cami hocası üzerinden Jung’çu yaklaşımlar alır. Dizideki karakterler tam da Jung’un kolektif bilinçdı- şında yer eden arketipleriyle oynar 1 . Jung’a göre, nesilden nesile aktarılan model ve ka- lıplar, ortak semboller ve mitlerle oluşur ar- ketipler. “Bir Başkadır”ın sekiz bölümü bu arketiplerle bezenmiştir; başörtülü Meryem, komando Yasin, Kürt Gülbin, Hoca Ali Sadi ya da nostaljik semboller olarak; Ümit Besen şarkıları, Çokomeller, terlikler, çoraplar, kulak- lıklar… Tekrar Jung’a dönersek, arketip kahra- manların arketip yolculuğu da karşılığını bu- lur dizide. Dizideki bütün karakterler gerçek ya da sembolik bir yolculuğa çıkmıştır. Bu bir kendini bulma, kimlik arama, arınma ve hu- zura erme yolculuğudur. Hoca Ali Rıza için bu yolculuk karavana atlayıp doğayla buluşmak; kızı Hayrunnisa için otobüse binip üniver- siteye sığınmak; Ruhiye İçin köyüne dönüp tecavüzcüsüyle yüzleşmek; Sinan için unuttu- ğu annesine dönmek; Meryem için ise 24 nu- maralı Beykoz-Mecidiyeköy hattı ile aktarma- lar yaparak İstanbul’un merkezine ulaşmak demektir. Merkez Meryem’in evine temizliğe gittiği Sinan ve terapiye gittiği Peri ile temsil edilir. İkisi de Meryem’den farklı bir dünyanın temsilcileridir . Meryem’in yolculuğu bu farklı dünyanın kapılarını aralamaya imkân sağlar. Sinan’la arasındaki sosyal ve kültürel mesa- feyi platonik aşkla kapatabilirken, başörtüsü dolayısıyla kendisine tepkili ve önyargılı olan Peri’yle arasındaki mesafe uçuruma dönüşür. Meryem’in mesafeyi kapatma çabaları uçuru- mu daha da derinleştirir. Peri’nin Meryem ve Gülbin’le sürdürdüğü diyalog kendisini sorgu- lama sürecine dönüştükçe mesafe de kapanır. İzleyici “Bir Başkadır” kahramanlarının içsel yolculuklarına olduğu kadar, diyalogla- rına da katılır. Dizinin konuşan kahramanları izleyicileri de konuşturur. Diziyle ilgili sosyal medya paylaşımları dizinin konuşturma işlevi- nin yansıması olarak dikkat çeker. İzleyici pay- laşımlarında diyaloglar önemli bir yer tutar. İzleyiciler ilgilerini çeken diyalogları yorumla- rıyla birlikte dolaşıma sokarken, yeni tartışma ortamları da yaratır. Dizinin konuşan ve ko- nuşturan özelliği diyaloglar üzerinden somut- laşır. Kahramanların duygu ve düşüncelerini yansıtan diyalogların zengin ve etkileyici yapı- sı, arayış yolculuğuna izleyiciyi de katar. Dizi- nin diyalogları, “diyaloğa bir çağrı”dır aslında. Meryem’in Peri’yle diyalogları dizi öyküsünün ana eksenini oluşturur. Bu diyalog zorlu anlar içerir ve Peri’nin daha iyi tanımak amaçlı so- rularından bunalan Meryem’in tepkisi şu rep- liğine yansır: “Sen de bi konuyu hemen konu yapıyon abla”. Meryem’in fotoğrafı üzerine eklenen bu sözün @neonturkiye hesabından yapılan Twitter paylaşımı 14 bin beğeni, 333 6 Jung’un kolektif bilinçdışı kuramı ve sinema ilişkisi konusunda bakınız: Gözde Sunal, Yeni Gözetim ve Jung’un Kolek- tif Bilinçdışı Kuramı Arasındaki İlişkinin Filmsel Anlatım Olanakları Açısından Değerlendirilmesi, Doktora Tezi, Maltepe Üniversitesi, 2015. retweet, 88 alıntı tweet ve yüzlerce yorum alır 1 . Meryem’in Peri’yle diyalogların- da yer alan repliklerin pek çoğu bu paylaşımın altında başka kullanıcılar tarafından paylaşılır: - “Eviriyon, çeviriyon lafı oraya geti- riyon”, - “Ne gonuda”, - “6 sene boşuna okunmuyor de- mek”. - “24 buradan geçiyo mu apla”, - “Ablam et yemediğini bileydim peynirli yapardım”, Meryem-Peri diyalogları kadar Yasin-Ruhiye diyaloglarının da sosyal medya paylaşımla- rında yaygın olarak kullanıldığı görülür. - “Bir sandalye çekip o kafanın için- de ne var ne yok saatlerce bakmak istiyorum Ruhiye. Kim bilir neler düşünüyorsun, dalıp yine nerelere gittin? “ - “Kalbin bakire olsun. Ben senin kalbini sevdim. Bana kalbin lazım.” - “Kafanın içinde bir kışlaya kapattın kendini. Kendi acına asker ettin kendini. Bir terhis olamadın gitti. Ruhiye şafak kaç?” Manevi rehberi Hoca Ali Sadi ile Psi- kolog Peri arasına sıkışan; bir taraftan hocaya bağlılığını sürdürmek isteyip, diğer yandan Psikolog Peri’ye yönelen Meryem’in yaşa- dığı çelişkiler aslında herkesin çelişkisidir. Hilmi’nin dediği gibi; “Benlikle yüzleşme me- selesi. Karanlık tarafımızı tanımak gerekiyor. Bu sende, bende, hocada, herkeste var…” Hilmi karanlık tarafımızı tanıyarak “çatla- ğını bulan su gibi” yolumuzu bulacağımızı savunur: “İnanmak isteyen şahıs, çatlağını bulan su gibi yolunu buluyor yani . Yoksa onu engellediğin zaman, yani onun duygularını bastırdığın zaman o yine döner dolaşır onu bulur yani .” Hilmi tespit ve çözümlerini kâh kahvehane müdavimlerine, kâh Meryem’e anlatmaya çalışır. Lâkin yeterince anlaşıla- maz. Din ile bilim arasındaki dengeyi Jung üzerinden kuran Hilmi, Meryem aracılığıyla Jung’u Psikolog Peri’ye de hatırlatır. Meryem bir buluşmasında sorar: “Jung diye bir bilim adamı var mı abla?” Dizide doğrudan diya- loğa giremeyen Peri ve Hilmi, Meryem’in bu sorusuyla dolaylı bir diyalog başlatmış olurlar. Aslında Peri de Hilmi’nin metaforuyla Meryem’e doğru yolu gösterir: “Bastırdığı- mız, ortaya çıkaramadığımız, çevremizle, en yakınlarımızla, kendimizle bile açıkça, rahat- lıkla konuşamadığımız, yaşayamadığımız duy- gular var. Hepimizde tüm insanlarda. Ama bu durum bazen sağlık problemlerine sebep olabiliyor. Bastırılan tüm duygular… Nasıl anlatayım sana? Su nasıl bir taşın üstündeki çatlağı bir noktada mutlaka bulur …” 7 https://twitter.com/neonturkiye/sta- tus/1328396499248668672 Hilmi ve Peri’yi aynı noktada bu- luşturan çözüm, dizinin sonunda bütün kahramanları “çatlağını bulan bir su”ya dönüştürür . Herkes, izleyici de dahil, bulduğu çatlak üzerinden hayat yolculu- ğuna devam eder. Dizinin kendisi de sos- yal medyada bulduğu çatlaklar üzerinde akışını sürdürür . Dizinin yeni sezonunda kimler hangi çatlakları bulacak hep birlikte göreceğiz . bir başkadır
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5