MEDYALAB - 4. SAYI
11 10 Me dy aL ab Şub a t 2 0 2 1 10 Me dy aL ab Şub a t 2 0 2 1 11 G üzellik, göze hitap eden, kişiyi gördüğü şey karşılığında heye- canlandıran, hayranlık uyandıran durumdur. Güzellik herkese göre değişenkenlik gösteren, her bir bireyin farklı olarak yorumlaya- bildiği bir olgudur ve güzellik kültürden kültüre farklılaşan ve farklı yorumlanabililirlik durumu barındıran bir olgudur. Mevlana güzellik hak- kında ‘’ İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka birşey değildir. Gözü, neyi görürse değeri o kadardır insanın ‘’ der. Konfüçyüs ise ‘’ Herkes göremese de her şeyde güzellik vardır’’ demiştir öte yandan Franz Kafka ise ‘’ Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.’’ di- yerek yorumlamış ayrıca Liu Zongyuan ise ‘’ Güzellik kendiliğinden ortaya çıkmaz, insanlar tarafından açığa çıkarılır. Eğer Ling Tang (Orkide Köşkü), berrak nehri ve narin kamışları, Wang Xizh tarafından tasvir edilmemiş olsalardı, kim- secikler fark etmeksizin ıssız dağlar arasın- da yok olacaklardı’’ demiştir. Umberto Eco’ ya göre güzellik ise ‘’ zarif, hoş yada enfes, harika, muhteşem gibi ifadelerle birlikte beğendiğimiz bir şeyi belirtmek için kullandığımız bir sıfattır. Güzellik kavramının dönemden döneme değişe- bileceği gibi kültürden kültüre de değişiklikler gözlemlenebilmektedir ayrıca günümüzde ki güzellik kavramına yakın bir görüşü olan Aristo, ‘’ Kesin bir güzellik olmayacağını, bunun algıya bağlı olduğu ve insanın kavrama gücünü aşan şeyler güzel olamaz. Tarih boyunca güzellik genellikle iyi olanla birlikte anılmıştır’’ demiştir. Günümüzde ise güzellik kavramının insanların algılarını manipüle ederek hakikatin değersizleştirilmesi ve farklı bir takım düşünceleri insanlara empoze ederek, gerçeğin yerine istenilen güzellik ka- vramının oluşturulmasını görmekteyiz ve bunu her alanda gözlemleyebilmek- teyiz, örneğin istenilen kadın güzellik ol- gusu yaratılması konusunu ele alırsak medya tarafından bizlere dayatılan film, dizi, müzik klipleri, hatta reklamlar ned- eniyle aslında kişiye özgü olan güzellik kavramının yönlendirmelerle ve insan- ların algıları ile oynanarak tek tipleştirme ve genelleştirme durumunu görmekteyiz, buradaki en önemli çıkar sahipleri koz- metik ürünleri üreten firmalar olarak da görülebilir fakat güzellik manipülasyonu bununla sınırlı kalmamaktadır, devletlerin, hükümetlerin kendilerine düşman olarak gördükleri diğer ülkelere karşı güzellik ma- nipülasyonu yaptıklarını çoğu kez gözlem- liyoruz ve bizzat şahit olduğum bir örnek ile ifade etmek gerekirse, 2009 yılında Ka- zakistan’da yaşadığım dönemde, Türkiye - Kazakistan ilişkileri inanılmaz derecede iyi ve yakın bir seviyeye gelmiş bulunmak- taydı, bu dönemde Kazakistan televizyon- larında bulunan belgesel kanalları sürekli Türkiye’nin güzelliklerinden bahsederek ne kadar güzel bir ülke olduğu ve tatil için en iyi seçimin kesinlikle burası olduğunu vurgular nitelikte programlar yapıyorlardı. Türkiye’nin özellikle deniz turizmi için dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğu ve otel ücretlerinin çok uygun olduğu, ayrıca otel yeme içme konseptlerinin turistlere fazla para harcatmamak, ekonomilerini sarsmamak adına her şey dâhil sistemde olduğunu anlatıyorlardı ve bir süre sonra Post-Truth, Medya ve Güzellik Algısı Yaseyi Buğday İstinye Üniversitesi Öğrencisi post-truth bu programların ardından Kazakistan’dan Türkiye’ye doğru bir turist patlaması yaşandı. Türk Hava Yolları artık Kazakistan’dan direkt Antalya’ya seferler düzenlemeye başladı ve hatta Onur Air, Atlas Jet gibi firmalar da bu seferleri yaptı. Ayrıca bu belgesel programları yapılırken de Kazak turistlerin önceden en çok tercih ettikleri ülke olan Mısır’ın siyasi tartış- ma programlarında kötülenmesi ve Mısır’daki seçimlerden sonra artık o ülkenin güvenli bir yer olmaktan çıktığı ve tatil bölgelerine sürekli terör eylemleri gerçekleştirildiği söylenmesi ile yaklaşık 8 aylık bir süreçte Kazak turistlerin ilgileri Mısır’dan, Türkiye’ye çekildi ve yaz tatil planı yapan Kazak arkadaşlarımla konuştuğum- da onları Türkiye’nin ne kadar güzel bir ülke olduğunu, kesinlikle Türkiye’ye gitmek iste- diklerini söylerken buldum ve ne gariptir ki yıllarca Mısır’a tatile giden bu kişiler, Türki- ye’nin, Mısır’dan her konuda daha iyi olduğunu söylediler. Hâlbuki daha Türkiye’ye tatile bile gitmemişlerdi, bu gelişmelerden sonra yaşanan turist patlamasıyla Türkiye ile Kazakistan ar- asında ticari anlaşmalar, gümrük muafiyeti gibi sözleşmeler havada uçuştu, iki ülke de kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmiş oldu ve Kazakistan bu çıkarları elde edebilmek için medyayı kullanarak vatandaşlarının güzellik algılarıyla oynadı, güzel tatil anlayışlarını ma- nipüle etti, Kazak turistler tatil planı yaparken, Kazakistan’a daha yakın olan ve Türkiye’den daha ucuz ve ayrıca güzellikler açısından da dünyaca herkesin beğenisini kazanmış Tay- land’da tatil seçeneğini gözetebilirlerdi fakat onlar kendilerine sunulanı yani kolay olanı seçtiler. Kendi gözlemlerimden yola çıkar- ak sunduğum bu örnekle demek istiyorum ki güzellik aslında kişiden kişiye değişen bir hoş gelme durumuyken, genellikle medya yoluyla hakikatler çarpıtılabilir ve yerine iste- nilen koyulabilir bu da insanlar da etkilenme yaratarak güzellik algılarının farkında olmadan değiştiğini görebiliriz, bu nedenden dolayı “güzellik post-truthtur” diyebiliriz. Yararlanılan Kaynaklar Televizyon ve Gündelik Yaşam Eleştirisi, Ders notları, 2020.
RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5