MEDYALAB - 4. SAYI
15 14 Me dy aL ab Şub a t 2 0 2 1 14 Me dy aL ab Şub a t 2 0 2 1 15 F ilmin konusuna kısaca değinirsek “bladerunner olan” ajan K adlı po- lis memurunun bir ağacın altında doğum yapmış bir replicantin ce- sedini bulmasıyla başlayan olaylar zinciri diyebiliriz. Ama filmi biraz daha açmamız gerekirse ilk önce “bladerunner” ismini açıklamalıyız. “Bladerun- ner” replicant olan insanları yakalayan ve on- ları öldüren polis memurlarına verilen isimdir. Peki bu memurların avladığı replicantlar nedir? Replicantlar Dünya dışı kolonilerde köle olarak çalıştırılmak için kullanılan kopya insanlardır. Görünüşleri insana benzemekle birlikte in- sanüstü fiziksel bir kuvvete sahiptirler. Fakat Tyrell şirketi tarafından üretilen bu kopyalar köle olmak istemedikleri için isyan etmiş ve öldürülmüşlerdir. Daha sonra ise 2020 yılında başlayan kıtlığın sebebiyle tekrardan çözüm arayışlarına gidilmiş ve Niander Wallace yapay tarım ile bu kıtlığa son vermiştir. İşte bu nokta- da Wallace şirketi Tyrell şirketinden kalan veril- eri kullanarak yeni itaatkar kopyalar üretmişler- dir. Fakat uzun ömürlü olan eski model “nexus 8” ler hayatta kalmış ve onları da “bladerunner” lar avlamaya devam etmiştir. Biz bu filmde ise Ajan K’nin bakış açısıyla bu ölüm kovalama- casını izlemekteyiz. Filmin Temel Karakterleri AjanK: AjanK replicant olan bir polisme- murudur. Bu fotoğrafta ise post travma- tik referans testine girdiği anı görme- kteyiz. Çünkü bu test onun emirlere bağlılığını ölçmekte ve robot olduğunu hatırlatmaktadır. Burada “Sevdiğin bir- inin elini tutmak nasıl bir şey? Bağlanmış hayallerin var mı? Kalbin birine bağlansın diye can atıyor musun?” gibi sorular sorulmaktadır. Dikkat edersek bu sorular bir insanın duygu durumuna etki eden ve cümlelere dökülmeden önce kafa yorul- ması gereken sorulardır. Fakat karakter- imiz hepsine “ bağlantılı ve hücreler” diye cevap vermekte ve bağlılığını gösterme- ktedir. Ben bu cevaplara bakarak burada fordizmin istediği insan tipini görmektey- im. Fordizm insanın işini basite indirgey- en onu hayvan- makine arası bir modda kullanmaya çalışan ve üreticiyi vasıfsı- zlaştıran bir sistemdir. Ajan K polis me- muru olmasına karşın burada sembolik anlamda üretici konumundadır. Çalışır, sistem için avlar hatta sisteme para har- car fakat ona insan olma fırsatı verilmez ya da hiç değilse insan gibi yaşama fırsatı. İşini yaparken bile katı kurallara tabidir ve bu kurallar ona inisiyatif kullanma hak- kı bile vermez. Buradaki fordizm iki kat korkutucudur çünkü o yaratıcı yıkımdan doğmuştur. Filme baktığımızda insanlar Dünyayı kökten değiştiren bir teknoloji- ye sahip olmuş, kıtlığı durdurmuş, Dün- ya dışında koloniler inşa etmiştir, bunlar muazzam bir yapıcılığın ürünüdür, fakat bu dünyanın fordizmi de bu muazzam Blade Runner 2049 Filmi Işığında Tüketim ve Dünyanın Geleceği Ceren Aykaç İstinye Üniversitesi Öğrencisi yapıcılığı kontrol edecek kadar büyük olmalıdır, olmuştur da. Joi: Memur K’ nın hologram sevgilisidir. Me- mur K’nın yalnızlığını bir hologramla gidermeye çalışması gelecekte bana insanlığın ve insa- na hizmet için yapılmış robotların da ortak bir yalnızlığa sürükleneceğini ve bu yalnızlığı da satın alınan ürünlerle gidermeye çalışacaklarını gösteriyor ki bu çok ürkütücü. Evet, tüketim yaşamın devamlılığı için uzun zaman önce araç olmaktan çıktı fakat insanın yaratılışından ge- len sorunların çözümü için bu kadar gerçekçi ve insanı bu kadar etkileyebilen, ona benzey- en ürünlerin yapılabilmesi ve bunun tüketilm- esi şaşırtıcı. Gerçek olan ve hissedilen yalnı- zlığa karşı, dokunulamayan ve hissedilemeyen bir ürünün çözüm olarak kullanılması insanlığın kendini hala sorgulamayı bilmediğinin kanıtı gibi. İnsan olmaya çalışan ama tüketilmek için yapılmış iki ürün. İster ete bürünsün ister sa- dece görüntü olsun insanın harcaması için yapılan her şey aynıdır. Görünüşünüz veya çeşitliliğiniz vasfınızı değiştirmez, sizin sadece daha çok müşteriye ulaşmanızı sağlar. Rick Deckard: Eskiden “bladerunner” olar- ak çalışmış bir polistir. Fakat Rachael adlı rep- licanta âşık olup onunla kaçmış ve ömrünü saklanarak geçirmiştir. Filmin hikâyesi aslında burada başlamaktadır. Çünkü kopya insanlar sadece hükmedilmek için yapılmışlar, âşık ol- mak veya üremek gibi insani davranışları ser- gileyemeyecek şekilde üretilmişlerdir. Fakat Rachael’in Deckard’a âşık olup bir çocuk doğur- ması oluşturulan bütün düzeni altüst edecek niteliktedir. Çünkü ruhlarının varlığı sürekli reddedilmiş bu insanların buna mukadder ola- bilmesi, insanın her yaptığı ve tükettiği ürünle inanılmaz bir şekilde bütünleşebildiğinin, ona kendinden özellikler verdiğinin kanıtıdır. Belki de bu yüzden bu kadar çok harcıyoruz. Duygu- larımız veya aklımızla bir şeylere bağlanmak çok yorucu ama kredi kartı numaramızı girip sahip olduğumuzu zannetmek daha kolay. Filmde Rick Decard’la ilgili bir noktaya değinmek istiyorum. Filmde Deckard’ın insan olup olmadığını bilemiyoruz. Açık şekilde bize bilgi verilmiyor. Rolü canlandıran Harrison Ford onun insan olduğunu belirtse de senaryoyu yazan Hampton Fancher bir kopya olmasının da ihtimal dâhilinde olduğunu söylemekte- dir. Bunun kasten yapıldığını düşünmekteyim çünkü bu kopyaların sloganı “insandan daha in- san” idi. Filmde biz karakterlerin insan mı yoksa replicant mı olduğuna karar veremiyoruz. Öyle bir üretim ve tüketim çağı ki bizi ne olduğu- muza dair şüpheye düşüyor. Kullanılmak için yapılmış bir araç mıyız yoksa gerçekten insan mıyız? Bunu reklam ve tüketimle bağdaştırırsak ürünler hayatımızın her tarafına öyle bir işlemiş ki artık statümüzden değil varlığımızdan şüphe etmeye başlıyoruz. Reklamda pazarlanan aca- ba biz miyiz? Çok büyük bir algı bozukluğunun içine düştüğümüzü anlıyoruz. “Filmde Rick Decard’la ilgili bir noktaya değinmek istiyorum. Filmde Deckard’ın in- san olup olmadığını bilemiyoruz. Açık şekil- de bize bilgi verilmiyor. Rolü canlandıran Harrison Ford onun insan olduğunu belirt- se de senaryoyu yazan Hampton Fancher bir kopya olmasının da ihmal dâhilinde old- uğunu söylemektedir.”
RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5