MEDYALAB - 6. SAYI

GÖÇ. Makedon Türkleri; Bayrak Nerede Biz Orada O sman l ı h imaye s i nde o l an e s k i Yu g o s l a v y a ’ n ı n b i r parçası olan ve günümüzde Kuzey Makedonya o l a r ak bilinen topraklar, Osmanlı’nın himayesinden çıktıktan sonra Türklerin ülkede istenmemesi üzerine zorunlu göçler meydana gelir. Osmanlı, göndermiş olduğu Türklere geri dönebilme çağrısında bulunur ve bunun üzerine “Bayrak nerede, biz orada yaşayacağız” diyerek göç etmeye başlanır. Bu süreçte Türklere yapılan zulümler çoğalır, Türk köylerine yapılan baskınlardan kaçan Türkler evlerini barklarını satıp Türkiye’ye geri dönmek zorunda bırakılır. Savaşın getirmiş olduğu işsizlik ve geçim sıkıntısı ülkenin geneline yayılır ve özellikle Türkler bu konuda çok zorluk çekerler. Dil, din ve kültür ayrılıklarının üzerine geçim sıkıntısı ve iş bulma zorluğu eklenince Makedon Türkleri ülkelerine geri dönmekten başka bir çıkar yol bulamazlar. İşte bu zorlukları birebir yaşayan Makedon Türkleri Mahmudiye ve Tacettin Altınkaya. 1959 yılında Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Altınkaya çifti, ülkenin savaş sonrası yaşadığı ticari zorluklar, geçim sıkıntısı ve Türk olmanın beraberinde getirdiği ötekilik hisleri ile öz yurtlarına geri dönerler. Tacettin Altınkaya 82 yaşında, 18 yaşında Türkiye’ye evlerini satarak tüm ailesini yanına alıp gelir. Mahmudiye Altınkaya ise 13 yaşında iken, o da tüm ailesi ile her şeylerini geride bırakarak Türkiye’de yeni bir hayat kurar. Bu röportajda, göç eden bireylerin göç öncesi, esnası ve sonrası yaşadığı yabancılaşma, azınlık olma ve aidiyet duygularının tasvirini paylaşmak istiyoruz. “Göç”ün nasıl bir zorunluluk haline geldiği ve bireylerin hangi şartlarda ve neler yaşayarak “göç”ü deneyimlediğini anlamak, aslında içinde yaşadığımız dünyayı anlamanın da bir yolu belki de. Kimileri ölüm ve boşanmadan sonra gelen en büyük ve en güçlü üçüncü depresyonun göç olduğunu söylüyor. Bu gerçekten öyle midir bilinmez; ama, bir huzursuzluk, depresif olma hali yarattığı bir gerçek… Özellikle de “kalmak” isterken gitmek çok zor olmalı… Mahmudiye Altınkaya’nın şu sözleri bu zorluğun adeta bir özeti: “Oradan oraya göç etmek. Yuvanı yurdunu bırakıyorsun çok zor. Geliyorsun ne evin var ne yurdun var hiçbir şeyin yok. Hele paran yoksa sokakta kalırsın.” Ve tüm bu zorlukları Orhan Veli de ne güzel anlatmış Hicret adlı şiirinde… Damlara bakan penceresinden Liman görünürdü Ve kilise çanları Durmadan çalardı, bütün gün. Tren sesi duyulurdu, yatağından Arada bir S tüdyo Sorumlusu Yaren Ka lkan 1 8 M E D Y A L A B N İ S A N 2 0 2 1 1 9 M E D Y A L A B N İ S A N 2 0 2 1 19 18 G Ö Ç E D E N L E R G Ö Ç E D E N L E R

RkJQdWJsaXNoZXIy Mzc2MDc5